Acı bir çıngırak sesi...
Rodko öyle kaldı. Ve kulağını kabarttı. bu acı çıngırak sesi bir defa daha derinden, galiba bodrum katından aksetti. İşte Dimço kendisini çağırıyordu. Demek mühim bir iş vardı. Karyoladan indi. Cibinliğin çözülmüş ve kopmuş perdelerine şakaklarının, alnının, ensesinin terlerini sildi. Yerdeki esvaplarını gerinerek ve esneyerek giyinirken, o sönmez vahşi hırsın alevlendirdiği dik ve dalgın gözlerini hala yataktan ayıramıyordu. Ve orada La'li'nin şimdi soğuyan, donan ...